GündemSiyaset

T.C. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 27 Mayıs darbesinin yıldönümünde “yeni anayasa” mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Adnan Menderes Kongre Merkezi Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Anayasası Sivil Anayasa Güçlü Türkiye Sempozyumu"nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından bir yargı tiyatrosuyla idama mahkum edilen ve darağacına gönderilen Adnan Menderes’i, Hasan Polatkan’ı ve Fatin Rüştü Zorlu’yu burada tekrar rahmet ile minnetle yad ettiğini belirtti.

Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 28. yasama döneminde siyaset müessesesinin yeni anayasa yapmasının milli bir ödev olduğuna inanıyorum. Türkiye’ye tarihinin en büyük demokrasi zaferlerini kazandırmış bir iktidar olarak biz yapıcı ve uzlaşmacı tavrımızı sonuna kadar koruyacağız. Muhalefetteki muhataplarımızın da ülkemizi darbe anayasasına mahkum ve mecbur etmekte ısrarcı olmayacaklarını düşünüyorum.” dedi.

“DARBE ANAYASALARININ SORUNLU OLDUĞUNU KABUL ETMEMİZ GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı, “Biliyorsunuz, Türkiye’nin siviller eliyle yapılmış kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasaya olan ihtiyacını uzun süredir dile getiriyoruz. Yeni anayasaya ülkemizin niçin lüzum duyduğunu yeni anayasayla neyi murat ettiğimizi, niyetimizin ve amacımızın ne olduğunu farklı vesilelerle kamuoyumuzla paylaştık. Bugün burada yine de bazı hususları açıklığa kavuşturmak isterim. Kardeşlerim malumunuz olduğu üzere anayasa normlar hiyerarşisinin tepesinde yer alır. Bu yönüyle devleti devlet organlarını ve bu organların birbiriyle olan münasebetlerini tayin ve tespit eder. Anayasalar birer toplum sözleşmesi olarak devlet ve toplum arasında fikri ve duygusal bağlar kurulmasına da hizmet eden yazılı belgelerdir. Serbest ve demokratik seçimlerle milleti temsile yetkili kılınmış egemenliği millet adına kullanmaya yetkili kurumlar tarafından yapıldıkları takdirde anayasalar bu bağı tam manasıyla kurabilirler. Ülkemizdeki birçok sorunun temelinde bu bağın yeterince kurulamaması bulunuyor. 1921 ve 1924 anayasalarını bir yana bırakırsak bütün anayasalarımız vesayetçilerin direktifiyle yapıldı ve halka empoze edildi. Elbette her iki anayasa sandıkta milletten ‘Evet’ oyu aldı.Fakat, hem 1961 Anayasası’nın hem de 1982 Anayasası’nın hazırlanma ve onay sürecinde milletin iradesi serbest biçimde tecelli etmedi. Milletimiz ‘Evet’ oyunu bu iki anayasanın kendisine getirdiklerinden ziyade darbecilerin ülkenin başından bir an önce gitmesi için vermiştir.Darbe anayasalarının şekil şartlarını taşısalar dahi toplumsal meşruiyet açısından sorunlu olduklarını öncelikle kabul etmemiz gerekiyor. Anayasalarımız içinde vesayetin en fazla nüfuz ettiği 1961 Anayasası’dır. Her ne kadar belli ideolojik çevreler, 61 Anayasasını en özgürlükçü olarak pazarlasalar da esas itibariyle 27 Mayıs rejimini kurumsallaştırmıştır. 1961 Anayasasının millete ve milli iradeye zorla giydirdiği deli gömleği 1982 Anayası ile daha da sıkılaştırılmış, daraltılmıştır” şeklinde konuştu.

 

TuraNews

Başa dön tuşu