Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen TYF Guvernörler Kurulu Açılış Toplantısı’nda konuşan Yılmaz, açılışın gerçekleştirilmesinde payı olan Türk devletlerinin temsilcilerini tebrik etti.
Katılımcılara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileten Yılmaz, geçmişte “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri” olarak başlatılan sürecin ilerlemesiyle, bugün Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) sahip olmaktan büyük bir onur duyduklarını belirtti.
Güçlü bağlar üzerinde yükselen teşkilatın, uluslararası arenada görünürlüğünün ve etkinliğinin her geçen gün arttığını ifade eden Yılmaz, “Müşterek çabalarımız neticesinde aile meclisimiz, kurumsal yapısını sağlamlaştıran, uluslararası arenada takip edilen ve üçüncü ülkelerin işbirliği yapmak istediği güçlü ve saygın bir teşkilat haline gelmiştir. Hedefimiz, Türk dünyasını her alanda güçlendirmek ve farklı sınamalar karşısında daha dayanıklı hale getirmektir.” diye konuştu.
Teşkilatın 2022 verileriyle 170 milyonu aşan genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:
“1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmimiz, 1,5 trilyon doları aşan bir milli gelir büyüklüğümüz var. Büyük bir kültürel mirasa sahibiz ve büyük atılımlar yapmak için sağlam bir temelimiz, zeminimiz var. 2022 yılına baktığımızda üye devletlerimizin 558 milyar dolar ihracat yaptıklarını görüyoruz. Bu da gerçekten önemli bir rakam. Dünya ticareti içinde yüzde 2’yi aşan bir paya sahibiz. Ancak bu ihracatın sadece yüzde 6’sı üye devletler arasında. 558 milyar dolarlık ihracatın sadece 33 milyar doları üye ülkeler arasında gerçeklemiş. Bu da ne kadar çok yapacak işimiz olduğunu gösteriyor. Ortak kalkınmamızı sürdürmek için TDT bağlamında ticaretin önündeki gümrük dışı engellerin kaldırılması, karşılıklı yatırımların arttırılması, bağlantısallığın geliştirilmesi, ulaştırma faaliyetlerinin kolaylaştırılması ile bölgemizin enerji ve ulaştırma koridorları üzerinde kilit konumunun güçlendirilmesi için hep birlikte yoğun bir çalışma yapıyoruz.”
“TYF son yıllardaki somut adımlarımızın başında gelmektedir”
Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin cumhurbaşkanları tarafından yakından takip edilen çalışmaların Türk Dünyası’nın ortak menfaatlerine hizmet ettiğini kaydeden Yılmaz, önemli kararların alındığı İstanbul, Semerkant ve Astana zirvelerinin ardından TDT’nin görünürlüğünün ve etkinliğinin arttığını memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2040 Vizyonu’nun üye devletlerin Türk işbirliğine yönelik uzun vadeli kararlılığını ortaya koyduğunu, Türk birliğinin güçlendirilmesi adına 2021’de devlet başkanlarının kabul ettiği Türk Dünyası 2040 Vizyonu’nun her alanda olduğu gibi bu alanda da temel yol haritası ve vizyonunu oluşturduğunu belirtti.
Sağlanan eş güdümün devamlılığı için Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde kararlılıkla çaba sarf etmeye devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
“İstanbul merkezli TYF son yıllardaki somut adımlarımızın başında gelmektedir. TDT sadece liderlerin bir araya geldiği bir yapı olmaktan çıkmış, bugün artık her alanda işbirliğinin geliştiği, derinleştiği bir teşkilata dönüşmüştür. Dün de sosyal politikalardan sorumlu bakanlar toplantısına katıldım. Orada da ne kadar etkili bir toplantı olduğunu bizzat görmüş oldum. Ekonomik alandan sosyal, kültürel alana, dış politikaya varıncaya kadar her konuda derinleşen bir teşkilat olduğumuzu ifade etmek isterim. Devlet başkanlarımız 2019’da TYF’nin kurulmasına yönelik niyetlerini ortaya koymuşlardı. 2021’de ise üye devletlerin ilgili bakanlıkları TYF’nin kuruluş anlaşmasını nihai hale getirmek üzere görevlendirilmiştir. Üye devletlerimizin ilgili bakanlıkları son 2 yıldır, kuruluş anlaşmasını nihai hale getirmek üzere yoğun bir şekilde çalıştılar. Uzun dönem üzerinde çalışılan TYF’nin kuruluş anlaşmasının TDT Olağanüstü Ankara Zirvesi’nde, 16 Mart 2023’te devlet başkanlarımızın himayesinde imzalanmış olması bu süreci taçlandıran somut ve tarihi bir adım olmuştur. Kuruluş anlaşmasının, üye devletlerimizin yüce meclislerinde onaylanmasının ardından açılış gününe gelmiş bulunuyoruz.”
“Türk devletlerine yabancı yatırımın ve finansal kaynağın çekilmesinde katkı sağlayacak”
Türk Yatırım Fonu’ndan beklentilerinin, Türk coğrafyasının daha müreffeh yarınları için ekonomik gelişmesine en yüksek katkıyı sunacak şekilde destek olması ve finansal sürdürülebilirliği koruması olduğunu belirten Yılmaz, “Ortak kimliğimizi, devletlerin eşitlik prensibine dayanarak geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu noktadan hareketle TYF eşit sermaye katkısı ve eşit oy ilkesiyle kurulmuştur. Fonun başlangıç sermayesini 500 milyon dolar olarak belirledik.” dedi.
Yılmaz, sermaye tabanının etkili projeler, güçlü kurumsal yapı ve şeffaf iş modelleriyle birlikte diğer yatırımcıları çekerek daha da artacağını, bir kaldıraç etkisi yapmasını beklediklerini ve özellikle diğer uluslararası ve bölgesel kalkınma kuruluşlarının ve özel sektörün kaynaklarının mobilize edilmesini öngördüklerini aktardı.
TYF’nin uluslararası ve ulusal finans ve kalkınma kurumlarının yanı sıra ticaret odaları ve özel kuruluşlarla da işbirliği içerisinde faaliyetlerini yürüteceğini belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
“Fonun bölge içi ticaretin teşvik edilmesi suretiyle işbirliğinin daha da geliştirilmesine ve bu kapsamda üye ülkelerin ekonomilerine önemli katkılar sunacağına ve yeni fırsatlar oluşturacağına inanıyorum. Sınai üretim, altyapı, ulaştırma, tarım, bilgi ve iletişim teknolojileri ile turizm dahil olmak üzere karşılıklı fayda sağlayacak kalkınma projelerini desteklemek suretiyle önemli bir katma değer sunacak ve ülkelerimizi birbirine daha da yakınlaştıracaktır. İşletmelerin faaliyetlerini diğer kardeş Türk devletlere genişletmeleri için değerli fırsatlar sunacak ve daha fazla ticaret ve yatırım ortaklığı kolaylaşacaktır. Fon, altyapı, yenilenebilir enerji, tarım ve turizm alanlarındaki yatırımları finanse edecek ve KOBİ’leri destekleyecektir. Proje finansmanı faaliyetleri aracılığıyla TYF altyapı gelişiminin desteklenmesinde, girişimciliğin ve yeniliğin teşvik edilmesinde ve tüm Türk devletleri için daha parlak bir gelecek inşa edilmesinde önemli bir katkı sunacaktır. Ayrıca, küresel ölçekte işbirliği ve ortaklık için yeni fırsatlar yaratarak, Türk devletlerine yabancı yatırımın ve finansal kaynağın çekilmesinde katkı sağlayacaktır.”
“TYF, Türkiye Yüzyılı’na yakışır bir sayfa açmıştır”
Fonun, ulusların ortak finansal kuruluşu olarak benzersiz bir konuma sahip olacağını vurgulayan Yılmaz, tıpkı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası ve İslam Kalkınma Bankası gibi kurumların kendi bölgelerinde oynadıkları önemli roller gibi TYF’nin de Türk halkları arasında ekonomik işbirliği ve bütünleşmenin temel taşlarından biri olacağını ve en iyi şekilde faaliyet göstererek zaman içinde büyüyüp güçleneceğini kaydetti.
Türkiye’nin ev sahibi ülke olarak TYF çatısı altındaki girişim ve projelere bugüne kadar olduğu gibi gerekli desteği sağlamaya hazır olduğunu söyleyen Yılmaz, Türk Yatırım Fonu’nun merkezinin İstanbul olması konusunda verdikleri desteklerden dolayı tüm üye devletlere teşekkür etti.
İstanbul’un, Avrupa ve Asya’nın kesiştiği noktada bulunan eşsiz stratejik ve merkezi konumu, bölgesinin enerji, finans ve ulaşım merkezi olması, sağlam bankacılık sektörü ve güçlü finansal altyapısı ve imkanları sayesinde halihazırda birçok uluslararası finans kuruluşuna ev sahipliği yaptığını anımsatan Yılmaz, “Geçtiğimiz yıl TDT’nin Astana Zirvesinde İstanbul 2025 yılında Türk dünyası finans merkezi olarak ilan edildi. Ayrıca İstanbul Finans Merkezi, İstanbul’un bölgesinde ve dünyada uluslararası bir finans merkezi olmasına katkı sağlayacaktır. Tüm bu özellikleriyle ve avantajlarıyla İstanbul, TYF’ye şüphesiz ki güç katacak ve gerek Türk dünyasına gerekse fona yatırımcı çekilmesinde önemli katkılar sunacaktır.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, fonun üye ülkelerin kalkınma ihtiyaçlarına azami düzeyde cevap verecek şekilde, şeffaf ve sonuç odaklı olarak faaliyet göstereceğinden emin olduklarını aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“TYF’nin faaliyetlerine başlaması, ülkelerimiz arasında daha fazla ekonomik işbirliği ve bütünleşmeye yönelik yolculuğumuzda tarihi bir mihenk taşını teşkil etmektedir. Fon, halklarımız arasındaki birlik ve işbirliğinin ve ekonomik ilişkilerimizi derinleştirmeye yönelik kararlılığımızın somut bir göstergesidir. Bu başarı Türk dünyası olarak hepimizin ortak başarısıdır. TYF, Türkiye Yüzyılı’na yakışır bir sayfa açmıştır; ülkelerimize ve bölgemize hayırlı olmasını diliyorum. Fonu, gelecek nesillere umut ve refah aşılayan bir başarı öyküsü haline getirmek için kararlılıkla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Güzel faaliyetleri sürdürmek önemlidir ama iyi bir başlangıç çok çok kıymetli. Başarının özü iyi başlamakla ilgili. İyi başlayıp başarılı olduğumuzda inanıyorum ki önümüzdeki dönem yepyeni fırsatlar açılacaktır.”
Türk Yatırım Fonu Ev Sahibi Ülke Anlaşması imzalandı
TYF’nin kuruluş sürecinde tüm üye ülkeler tarafından gösterilen çabaları takdirle karşıladıklarını dile getiren Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri ve TYF Başkanı ile ekibine teşekkür edip fonun çalışmalarına yön verecek Guvernörler Kurulu’na ve tüm diğer paydaşlara başarılar diledi.
Ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in himayelerinde, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik ile TYF Başkanı Bağdad Amreyev, Türk Yatırım Fonu Ev Sahibi Ülke Anlaşması’nı imzaladı.
Toplantıya Kazakistan Başbakan Yardımcısı Nurlan Baybazarov, Özbekistan Yatırım, Endüstri ve Ticaret Bakanı Laziz Kudratov, Azerbaycan Ekonomi Bakan Yardımcısı Elnur Aliyev ve TYF Genel Müdürü Ramil Babayev ile üye ülke temsilcileri de katıldı.