Bosna Hersek’in, 1 Mart 1992’deki referandumda bağımsız bir devlet olmasının ardından 5 Nisan 1992’de Sırp birlikler tarafından kuşatılan Saraybosna, 3,5 yıl süren, geride büyük acılar ve kötü hatıralar bırakan kanlı bir savaşa tanıklık etti.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’daki en büyük katliamların yaşandığı Bosna Savaşı’nın sembollerinden “Umut Tüneli”, 4 ay 4 gün süren yoğun uğraşların ardından 30 Temmuz 1993’te tamamlandı.
Saraybosnalıların “özgür dünyaya açılan kapısı” haline gelen tünelin üstündeki evin eski sahiplerinden Edis Kolar ve tünelin kazılışında çalışan Velid Softic, “Umut Tüneli”ni anlattı.
Kolar, dedesinin İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, sahip oldukları evi yaptırdığını ve o tarihten sonra burada yaşadıklarını ifade ederek, evlerinin savaşın hemen başında yakılarak zarar gördüğünü söyledi.
Yangının ardından aynı mahalledeki başka bir eve taşındıklarını belirten Kolar, evlerinin tamamen yıkılmaması adına çok emek harcadıklarını kaydetti.
Kolar, “1993’te buraya gelip babamdan, evimizi Bosna Hersek Cumhuriyeti Ordusuna (ARBİH) bir şey inşa edilmek üzere vermesini talep ettiler. Biz o zamanlarda buraya bir tünel yapılacağını biliyorduk. Evimizi ve arsamızı vermemizi talep edenler arasında tünel projesinin mühendisi Nedzad Brankovic ile Aliya İzetbegoviç’in (Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı) oğlu Bakir İzetbegoviç de bulunuyordu.” ifadelerini kullandı.
Babasının, evlerini ve arsalarını ARBİH’in kullanımına verdiğini kaydeden Kolar, tünel inşaatının başladığını, babasının da kazı işlerinde bulunduğunu, sürecin 4 ay 4 gün sürdüğünü ve kendisinin bu süre zarfında cephede olduğunu belirtti.
Kolar, evlerine 1993’ün sonlarına doğru tekrar döndüklerini, ninesi ve anne babasıyla bir süre daha burada yaşamaya devam ettiklerini anlattı.
“Tünel olmasaydı, Saraybosna hayatta kalamazdı”
“Umut Tüneli”nin Bosna Savaşı için büyük önem taşıdığını ve yüzbinlerce insanın hayatta kalmasına imkan sağladığını belirten Kolar, şöyle konuştu:
“Tünel, Saraybosna’nın güvenli bölgeyle bağlantısını yapıyor, insanların Saraybosna’yı savunması için silaha ulaşmalarına, gıda ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamalarına imkan sağlıyordu. Tünelden her gün binlerce insan geçiyordu. Bu tünel olmadan Saraybosna kesinlikle bugün olduğu şekilde olamaz, hikayemiz kesinlikle şimdikinden farklı olurdu. Tünel olmasaydı, Saraybosna hayatta kalamazdı.”
Kolar, evin bugün “Saraybosna Kantonu Anıt Fonu”na ait olduğu dile getirerek, “Babamla burada 1996’da küçük bir müze açtık, o zamanlar ilgi çok yoktu. Tarihin o paha biçilemez parçasını korumak için babamla elimizden geleni yaptık. Bugün de buradayım ve yaşadıklarımı, gördüklerimi, müzeyi ziyarete gelenlere aktarmam gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Tünel hakkındaki bilgilerin korunması gerektiğine işaret eden Kolar, her gün yüzlerce ziyaretçinin tünele gelerek yaşananlar hakkında bilgi aldığını söyledi.
“Bizim için en önemlisi bu tünelin açılmasıydı”
Tünelin kazılmasında çalışan 300 kişiden Softic, bölgede “gizli bir görev” için insanların arandığını ve bunun tünel kazımı olduğunu daha sonradan anladıklarını ifade etti.
Softic, “Ben de bu kişiler arasında yer aldım. Gönüllü olarak çalışmayı kabul ettim ve büyük bir heyecanla tüneli kazmaya başladık. İlk olarak günde 2 vardiya halinde çalışıyorduk, sonraları ise vardiyalar 3’e, 4’e çıktı.” diye konuştu.
Kazı çalışmalarının başlangıçta iyi gittiğini anlatan Softic, 300-400 metrenin ardından işlerinin giderek ağırlaştığını, kazılan kumların dışarı tahliyesinin işlerini çok zorlaştırdığını belirtti.
Softic, kazma işlemine yağmur yağdığında ara vermek zorunda kaldıklarını dile getirerek, “O zamanlar 40 yaşındaydım, gençtim. Çok düşünmüyordum, bizim için en önemlisi bu tünelin açılması ve diğer bölge ve şehirlerle bağlantının sağlanmasıydı.” diye konuştu.
Tünelin kazım işleminin tamamlandığı anı o günkü heyecanla anlatan Softic, şunları kaydetti:
“Biz o gün birinci vardiyada çalışıyorduk. Tünel tamamen açıldıktan sonra diğer tarafa çıktık. Sahip olduğumuz duygular inanılmazdı. Hayatımda, tüneli kazdığımız, diğer taraftakilerle bir araya geldiğimiz günkü kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Diğer tarafa geçtiğimizde bacanağımla bir araya geldim, inanılmaz bir buluşmaydı.”
Softic, tünel projesinin kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayarak, genç nesillerin, özgür bir ülkede yaşayabilmelerine olanak sağlayanları ve yaşananları unutmamaları gerektiğini söyledi.
“Umut Tüneli”
Bosna Savaşı sırasında Saraybosna’nın dünyayla irtibatını sağlayan ve yaklaşık 300 bin insanın hayatını kurtardığı belirtilen “Umut Tüneli”, savaş sürecinde sembol haline gelen yerlerin başında bulunuyor.
Saraybosna Havaalanı’nın altından geçen 800 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğinde ve 160 santimetre yüksekliğindeki tünel, 4 ay 4 gün süren kazı çalışmalarının ardından 30 Temmuz 1993’te tamamlandı.
Savaş boyunca Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç tarafından da kullanılan, tahta bloklarla ve tomruklarla desteklenen, zeminine ray döşenen bu tünel yoluyla Saraybosna’ya askeri malzeme ile silah sevkiyatının yanında yiyecek, mazot, ilaç ve yaralı nakli de yapıldı.